19 Ocak 2008 Cumartesi

Zaman ve küfür

ocak 18, 2008

Saatler

Bir gelir,

Birden bire akıp akıp

Sonsuza gider.

En istenmediğinde,

elektrik direklerinde mavi yalımlar

üzerine binip binip gider.


Mum karanlığı akşamında

Bir şiir

yazmak istediğim.

Bir an gelir:

Zaman kalmaz

Rüzgar mumdaki hevesi alıp gider.


Bir sevda,

Bir çocuk

Bir ölü yazmak isterim.

Hepsinin de alnında ve yanaklarında

Hiç görmediğim renkler

Böylesini görmedim kırmızının.

Bir çocuk, alnında kanlar

Bir ölü, boğazında parıltılı kılıç çizgisi

Ve

bir sevda,

yok böylesini de hiç görmedim.

Dünya,

Yazmak üzerine ve

yazamadıklarımızın günahlarıyla dolu.

Dünya,

Bir yanında yanağında kırmızı, sevdalınla

-Gözlerinde kavun siyahı renkler ve

altına batırılmış güneş-

Bir yanında görmeye ağlamak lazım gelir:

Kanla sulanmış göz kapakları…


Dünya,

Bir imparatorluk ve onun evlatları –onursuz ve beş paralık-

Evlatların hepsi birden mi itaatkar.

Dünya,

Kaşları kan karası çocuklar

Ve

Sefil bizler –onurumuz eksik değil üstelik-


Saatler bir gelir

Bir gider.

Saatler mavi yalımlı elektrik direklerinde

Seyahatte.

(ve biz sefil ve onurlu

geçen zamana arkasından bakıp,

dudaklarımızda,

henüz başka yerde duyulmamış küfürler)

YG

1 yorum:

AGA dedi ki...

zaman içinde ki yolcukuğuna bir tanıklık daha eklemiş olduk...nice gelmeler ve gitmeler- salınımsal hareketelerle dolu- ...saat sarkacı tevekkülünde...