Saatler
Bir gelir,
Birden bire akıp akıp
Sonsuza gider.
En istenmediğinde,
elektrik direklerinde mavi yalımlar
üzerine binip binip gider.
Mum karanlığı akşamında
Bir şiir
yazmak istediğim.
Bir an gelir:
Zaman kalmaz
Rüzgar mumdaki hevesi alıp gider.
Bir sevda,
Bir çocuk
Bir ölü yazmak isterim.
Hepsinin de alnında ve yanaklarında
Hiç görmediğim renkler
Böylesini görmedim kırmızının.
Bir çocuk, alnında kanlar
Bir ölü, boğazında parıltılı kılıç çizgisi
Ve
bir sevda,
yok böylesini de hiç görmedim.
Dünya,
Yazmak üzerine ve
yazamadıklarımızın günahlarıyla dolu.
Dünya,
Bir yanında yanağında kırmızı, sevdalınla
-Gözlerinde kavun siyahı renkler ve
altına batırılmış güneş-
Bir yanında görmeye ağlamak lazım gelir:
Kanla sulanmış göz kapakları…
Dünya,
Bir imparatorluk ve onun evlatları –onursuz ve beş paralık-
Evlatların hepsi birden mi itaatkar.
Dünya,
Kaşları kan karası çocuklar
Ve
Sefil bizler –onurumuz eksik değil üstelik-
Saatler bir gelir
Bir gider.
Saatler mavi yalımlı elektrik direklerinde
Seyahatte.
(ve biz sefil ve onurlu
geçen zamana arkasından bakıp,
dudaklarımızda,
henüz başka yerde duyulmamış küfürler)
YG
1 yorum:
zaman içinde ki yolcukuğuna bir tanıklık daha eklemiş olduk...nice gelmeler ve gitmeler- salınımsal hareketelerle dolu- ...saat sarkacı tevekkülünde...
Yorum Gönder