7 Temmuz 2008 Pazartesi

Her durak…

Sokaklara ay ışığı dökülmeye başlıyor. Akşam. Gölgemi arar oluyorum. Gölgem de beni arıyor mu? Yetişemedi, ihtimal trafik! Sokak ışıklarından çıkıp geliyor bana benzeyen karartı ve ben yürümeye devam ediyorum…

Bir mezuniyet yazısı bu aslında… Yürüdüğüm sokak, hayatım. Gölgem, bir arayış. Akşam, durup kendimi dinlediğim anlar… İşte o sokakta bir durakta duruyorum ve geriye bakıyorum. İnsan yükü karamsarlıklar, hüzünler, stresler ve of’lamalar pof’lamalarla geçen bir dört sene sonunda kazanılan milyonlarca mutluluk tohumun getireceği değeri paha biçilemez günlere avuç açıyorum…

Bu dört sene sonunda artık mezunum. İzinliyim artık. Hem yapabileceklerim için hem de öğrencilik hayatımdan izinliyim. Sokak boyu daha ne duraklar var ne durup durmadan koşulacak anlar var, farkındayım. Lâkin bu koşuda yalnız değilim. Bu dört sene içinde yalnızlığım yalnız kaldı ki en büyük kazancımdır. Seni seviyorum…

Sokak uzun, duraklar sayısız ve ‘her durak yeni bir ayrılık’ bunu biliyorum. Her bir durağa varışımızda o duraktan kopmak için harekete geçeceğiz ve bu böylece sürüp gidecek. Çünkü her durak yeni bir ayrılık…


“her durak yeni bir ayrılık
ellerin eriyip kayıyor ellerimden…”




yusuf gürer
7 temmuz 2008/istanbul

Hiç yorum yok: