kaşlarında sabahın altına batırılmış
o rengi…
siyah kavun gülümsemesi gözleri,
ve yıldız parçası süte bulanmış dişleriyle…
rüzgar saydam tokatlar atıyor çeneme
bir darbe, işte bir tane daha
dayak ağzımı burnumu saydam beyaz tükürüklerle
koyuyor..
kaşlarında altın rengi,
güneşe batıp çıkmış.
kurumam lazım, uzun yoldan geldim
Foşurt foşurt çekiyorum burnumu
kendince kan tükürüyor: saydam beyaz
haydi,
haydi gayret.
güneşe gidip gelemem şimdi
yoruldum son dayakta.
aydınlık o kadar uzak değil
kimseye minnet edemem
“sana da etmem şikayet”
zaten, sen acırsan bana…
Aralık 2, 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder